Sağlık Bakan Yardımcıları Prof. Dr. Emine Alp Meşe ve Halil Eldemir, TBMM’de toplanan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda Kovid-19 salgını ile ilgili çalışmalar hakkında bilgi verip, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Mecliste Recep Akdağ başkanlığında toplanan komisyonda, Türkiye’nin 2002’den beri devam eden “sağlıkta dönüşüm” süreci sayesinde güçlü ve dayanıklı bir sağlık sistemine sahip olduğunu ifade eden Meşe, bu reformla Türkiye’nin sağlık sisteminin tüm yapı taşlarının yenilendiğini kaydetti.
Alınan tedbirler sayesinde kazanılan zamanın sağlık sisteminin hazırlanmasına yardımcı olduğunu belirten Meşe, pandeminin hafifletilmesi için okulların kapatılması, toplu etkinliklerin durdurulması, riskli çalışanların korunması için esnek çalışma düzenlemesi, sokağa çıkma yasakları, seyahat kısıtlaması, ekonomik tedbirler, akıllı telefon uygulamalarından faydalanılması gibi önlemler alındığını anlattı.
Tükiye’deki ölüm oranının diğer ülkelere göre düşük seyrettiğine işaret eden Meşe, hastaların hastanelere ve sağlık sistemine erken ulaşımı, tedaviye erken başlanması, yaş ortalamasının daha düşük olmasının bunun nedenleri arasında bulunduğunu aktardı.
Pandemi sürecinde yeni hastanelerin açıldığını ve yatak kapasitesinin arttırıldığını söyleyen Meşe, “Türkiye nüfus büyüklüğü bakımından 17’nci ülke olmasına rağmen toplam vaka sayısında 13’üncü sırada yer almakta. Ancak milyon nüfus başına vaka sayıları söz konusu olduğunda, Türkiye pek çok ülkeden daha düşük seviyede, 53’üncü sırada yer almaktadır” diye konuştu.
Türkiye’nin pandemiye karşı verdiği mücadelenin bir başarı hikâyesi olduğuna dikkat çeken Meşe, şunları kaydetti:
“Bu başarının arkasındaki en önemli unsurlardan birisi güçlü bir siyasi irade ve bütüncül bir hükümet yaklaşımıdır. Buna ek olarak virüsün ülkeye girişinin engellenmesi için zaman kazanılmış ve gerekli tedbirler vakitli bir şekilde alınmıştır. Gelişmiş sağlık bilgi sisteminin doğru kullanımı, tedarik zincirleri, stoklar ve lojistiğin akılcı yönetimi, yerli PCR test kitlerinin zamanında geliştirilmesi, değişen ihtiyaçlara ayak uydurabilen esnek yerli üretim kapasitesi, tüm vatandaşlarımıza ve ülkenin dört köşesine ulaşan kapsamlı, birinci basamak sağlık hizmetleri ağı bu başarıda rol oynamıştır.”
Emine Alp Meşe, aşı ve anti serum çalışmalarının sürdüğünü de söyledi.
Sonbahar ve kış aylarında kovid dışındaki solunum yolu virüslerinin insanları beklediğine dikkati çeken Meşe, buna hazırlık yapıldığını kaydetti. Meşe, kişisel koruyucu ekipman, antiviral ilaç, influenza aşısı temini yapıldığını, eğitim ve rehber güncellemesinin olduğunu anlattı.
Komisyon üyelerinin soruları
Bakan Yardımcıları Meşe ve Eldemir, daha sonra milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Meşe, sağlık çalışanlarına test hususunun bilim kurulunda uzun uzun tartışıldığını belirterek, “Ortak karar şu oldu; bunun en rasyoneli, en akılcısı riske göre bu testleri yapmak. Bunun için de bir algoritma yayınladık. Buna göre sağlık çalışanının temas riskine göre test yapıyoruz. Test kısıtlaması yok, riske göre test yapıyoruz” dedi.
PCR testinin güvenirliği
PCR test kitinin yerli tanı kiti olduğunu ve halk sağlığı laboratuvarlarında geliştirildiğini vurgulayan Meşe, “Testin yüze 90’ın üzerinde duyarlılığı var. Testimizle ilgili hiçbir sorun yok. Tüm illerdeki laboratuvarlarımızda ara ara kalite kontrollerimizi yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Antikor düzeyinin 3 ay kadar pozitif kaldığına dair çalışmalar bulunduğunu anlatan Meşe, antikorun koruyucu olup olmadığı konusunda dünyada fikir birliği ortaya çıkmadığını ifade etti.
Sosyal mesafe
“Biz Bilim Kurulumuzda ilk günden beri en az 1 metre diyoruz” diyen Meşe, “Tabii ki ideal sağlanabiliyorsa 2 metre. Bir de maske olması, 1 metre mesafe dahi olsa yeterli kabul edilebiliyor. Bu en az 1 metre. Bu 1,5-2 olur. Ne kadar uzakta durulursa o kadar iyi olur” diye konuştu.
Meşe, Bilim Kurulunun bir danışma kurulu olduğuna işaret ederek, kurulun kararlarının mümkün olduğunca uygulandığını, bir sıkıntı yaşanmadığını söyledi.
Salgında ikinci dalganın beklenip beklenmediği hususunda Meşe, “Henüz dünyada birinci dalga bitmiş değil. İkinci dalga demek için vakaların çok aza inmesi, bir süre geçmesi, ardından vakaların artışa geçmesine ikinci dalga diyoruz. Şu an tüm dünyanın ortak kararı birinci dalganın henüz bitmediği” değerlendirmesinde bulundu.
Meşe, maske konusunda 57 ilde zorunluluk bulunduğunu, bu konulurda il pandemi kurullarıyla hareket edildiğini ve onlara yetki verildiğini aktardı.
“PCR testleri ücretsiz”
Bakan Yardımcısı Eldemir de PCR testlerinin Türkiye’de paralı olduğuna dair eleştirilerle ilgili, “Hayır, kesinlikle doğru değil. Türkiye’de testler ücretsizdir” dedi.
Bazı ülkelerin kendi havaalanları ya da ülkelerinde test zorunluluğu getirdiğini ve 150-350 avro talep edildiğini aktaran Eldemir, vatandaşın isteğine bağlı olarak, başka ülkelerde çokça para ödememeleri için yurt dışına çıkmadan önce yine talepleri doğrultusunda 110 lira bedelle test yaptırabildiğini söyledi.
Testlerin maliyetinin ilk zamanlarda 15 dolar civarında olduğunu, şu anda 3 dolar seviyesine gerilediğini belirten Eldemir, Türkiye’nin kendi PCR kitini kendisinin ürettiğini kaydetti. Antikor testlerinin fiyatının da 16.6 lira olduğuna işaret eden Eldemir, bu testi de dileyinin yaptırabildiğini, bir bedel alınmadığını ifade etti.
Her yıl yaklaşık 10 bin doktorun sağlık ordusuna katıldığını belirten Eldemir, “Bakanlığımız, pandemi başladığından bu güne 18 bin hekim dışı sağlık personeli alımı yapmıştır, 14 bin de yardımcı hizmetlere personel alımı yapmıştır” bilgisini paylaştı.
Eldemir, Türkiye olarak sağlık sistemi ve sağlık çalışanlarıyla gurur duyulması gerektiğini belirterek, ne yapıldıysa hep birlikte yapıldığını, milletçe organize olunduğunu söyledi.
Komisyon Başkanı Recep Akdağ ise bu süreçte takdire şayan bir mücadele gerçekleştirildiğini vurgulayarak, sağlık çalışanlarına ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya teşekkür etti.