Birleşmiş
Milletler tarafından Nisan ayı “Dünya Otizm Farkındalık Ayı” ve 2 Nisan günü
ise “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. Bu kapsamda tüm
dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl nisan ayında çeşitli etkinliklerle
farkındalık faaliyetleri yürütülmekte, otizmin önemine dikkat çekilmektedir.
Ülke
genelinde halk sağlığı müdürlüklerince yürütülen çeşitli farkındalık
faaliyetleriyle (stant kurma, yürüyüşler, afiş-broşür dağıtımı, film gösterimi
vb.) otizmin belirtileri, erken tanı ve müdahalenin önemi vurgulanmakta ve bu
küresel harekete destek verilmektedir.
Otizm Spektrum Bozukluğu(OSB) Nedir?
Sosyal
iletişim ve etkileşimdeki kalıcı yetersizlikler, sınırlı/yinelenen davranış
örüntüleri, aynılıkta ısrarcılık, rutinlere bağlılık ve duyusal uyaranlara
aşırı duyarlılık ya da duyarsızlıkla kendini gösteren ve belirtileri yoğun
olarak 24 ay ve sonrasında ortaya çıkan bir gelişimsel yetersizliktir.
Sıklık Yaygınlık
Otizm
Spektrum Bozukluğu (OSB), Hastalıkları Kontrol Etme ve Önleme Merkezi’nin
verilerine göre, 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inde ve 2012 yılında her 88
çocuktan 1’inde görülürken, 2014 yılında her 68 çocuktan 1’inde görülmektedir.
Ayrıca erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Fakat
erkeklere oranla kızlarda daha ağır seyrettiği ve zeka geriliğinin daha fazla
eşlik ettiği bilinmektedir.
Belirtileri Nelerdir?
Her
çocukta farklı belirtiler gözlenmekle birlikte genel çerçevede sosyal-iletişimsel
yetersizlikler ve tekrarlayıcı davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı
yaş gruplarına yönelik belirtileri inceleyecek olursak;
6-9 ay arasında;
- Babıldamanın
(bababa, mamama gibi hece tekrarları)olmaması veya az olması,
- Karşısında
konuşanın yüzüne bakmama,
- Göz
kontağı kurmama ya da kısa süreli kurma(1-2 sn.),
- Karşısına
geçip gülümsediğinizde tepki vermeme,
- İsmiyle
seslenildiğinde bakmama,
- Kucağa
alınma ya da dokunmaya karşı aşırı tepki veya tepkisizlik,
- Bazı
nesnelere/oyuncaklara karşı aşırı ilgi gibi belirtiler gözleniyorsa;
1-3yaş arasında;
- Karşılıklı
gülümsemenin olmaması,
- Göz
kontağı kurmama ya da kısa süreli bakma(1-2 sn.)
- İstediği
nesneyi işaret parmağıyla göstermeme ya da sizin işaret ettiğiniz nesneye
bakmama,
- İsmiyle
seslendiğinizde bakmama,
- Gecikmiş
konuşma, (örn:2 yaşında 2 kelimeden oluşan cümle kuramama)
- Taklit
gerektiren oyunlarda yetersizlik (cee-e, telefonla konuşuyormuş gibi yapma vb.),
- Takıntılı
ve tekrarlayıcı davranışlar sergileme (el çırpma, dönme, sallanma, parmak
ucunda yürüme vb.),
- Dönen
nesnelere, ışıklı ve parlak cisimlere ilgi gösterme,
- Oyuncaklarla
amacına uygun olarak oynamama (oyun kurmak, -mış gibi yapmak yerine sıraya
dizme, döndürme gibi sürekli ve kısıtlı
şekillerde oynama),
- Yalnız
başına oynamak isteme, yaşıtlarına karşı ilgisizlik,
- Ağrıya
karşı duyarsızlık gibi belirtiler gözleniyorsa;
4-5 yaş arasında ise;
- Karşılıklı
konuşma başlatma ve sürdürmede (selam verme, kısa süreli sohbet vb.)
kısıtlılık,
- Karşısındakinin
söylediği kelimelerin aynısını tekrarlama (ekolali) ve ya garip sesler
çıkartma,
- Sembolik
oyun kurma becerilerinde yetersizlik (sopadan at yapma, evcilik oyunu gibi –mış
gibi yapma gerektiren oyunlar oynamama),
- Takıntılı
ve tekrarlayıcı davranışlar (el çırpma, dönme, sallanma, parmak ucunda yürüme
vb.) sergileme,
- Rutinlere
karşı aşırı bağlılık (her gün aynı kıyafeti giymek, aynı yemeği yemek isteme
vb.), değişiklere karşı direnç gösterme gibi belirtiler gözleniyorsa; Otizm
Spektrum Bozukluğu açısından değerlendirme yapmak gerekmektedir.
Çocuğunuzda OSB Olduğundan
Şüpheleniyorsanız Ne Yapmalısınız?
Eğer
çocuğunuzun Otizm Spektrum Bozukluğu belirtileri gösterdiğini düşünüyorsanız bu
durumu zaman kaybetmeden aile hekiminizle paylaşmalısınız. Aile hekiminiz “Çocuğun
Psikososyal Gelişimini Destekleme(ÇPGD) Programı” dahilinde çocuğunuzu otizmin
risk faktörleri bakımından değerlendirebilecek ya da bulunduğunuz yerdeki en
yakın Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzmanına başvurmanız konusunda sizi
bilgilendirecektir.
Unutmayın;
Erken tanı ve müdahale, çocuğunuzun var olan potansiyelinin en yüksek
düzeyde değerlendirilmesi ve gelişimsel destek programlarının etkin bir şekilde
uygulanabilmesi bakımından oldukça önemlidir! Erken müdahale programları
çocuğun ihtiyaçlarına uygun, sürekli ve nitelikli olduğunda toplumsal
uyum becerilerinde ve diğer gelişim alanlarında ilerlemeler görülebilmektedir.